14 Haziran 2008 Cumartesi

Mike Knopfler



Dün gece Kuruçeşme Arena'da idi, hala anlamış değiliz penasız nasıl atıyor o soloları. Bayan E. sağolsun birazına kulak kabartabildik konserin.

A lovestruck romeo sings a streetsus serenade
Laying everybody low with me a lovesong that he made
Finds a convenient streetlight steps out of the shade
Says something like you and me babe how about it ?

Juliet says hey its romeo you nearly gimme a heart attack
Hes underneath the window shes singing hey la my boyfriends back
You shouldnt come around here singing up at people like that
Anyway what you gonna do about it ?

Juliet the dice were loaded from the start
And I bet and you exploded in my heart
And I forget the movie song
When you wanna realise it was just that the time was wrong juliet ?

Come up on differents streets they both were streets of shame
Both dirty both mean yes and the dream was just the same
And I dreamed your dream for you and your dream is real
How can you look at me as if I was just another one of your deals ?

Where you can fall for chains of silver you can fall for chains of gold
You can fall for pretty strangers and the promises they hold
You promised me everything you promised me think and thin
Now you just says oh romeo yeah you know I used to have a scene with him

Juliet when we made love you used to cry
You said I love you like the stars above Ill love you till I die
Theres a place for us you know the movie song
When you gonna realise it was just that the time was wrong juliet ?

I cant do the talk like they talk on tv
And I cant do a love song like the way its meant to be
I cant do everything but Id do anything for you
I cant do anything except be in love with you

And all I do is miss you and the way we used to be
All do is keep the beat and bad company
All I do is kiss you through the bars of a rhyme
Julie Id do the stars with you any time

Juliet when we made love you used to cry
You said I love you like the stars above Ill love you till I die
Theres a place for us you know the movie song
When you gonna realise it was just that the time was wrong juliet ?

A lovestruck romeo sings a streetsus serenade
Laying everybody low with me a lovesong that he made
Finds a convenient streetlight steps out of the shade
Says something like you and me babe how about it ?

Euro 2008 Day #7



Bu maçı da izlemedim. Buffon ipten almış takımı, Mutu'nun penaltısını kurtararak. Büyük oyuncu olmak böyle bir olay sanırsam.



Yukarıdaki kadro 2 maçta 7 gol attı. Hem de İtalya ve Fransa'ya. Uzun yazmak lazım, hakediyorlar. Gıcık İtalya ve Fransa'dan tırsan ben gruptan çıkmalarını şüpheli buluyordum, ne de güzel madara ettiler beni.

13 Haziran 2008 Cuma

Euro 2008 Day #5-6

Poland 1 - 1 Austria (Guerreiro 30, Vastic 90+3 pen.)
Maçı izlemedim, Avusturya gruplarda liderliği garantileyen ilk takımın Hırvatistan olduğunu belirlemiş uzatma penaltısıyla.



Croatia 2 - 1 Germany 1 ( Srna 24, Olic 62, Podolski 79)
Hırvatistan Avusturya'yı 1-0 ile zor geçerken enerjilerini ekonomik kullanmayı ya da çok da iyi değiliz imajı mı vermeyi düşündü acaba demiştik. 2 performans karşılaştırılınca öyle görünüyor. Srna ve Olic oluyor benim gözümde turnuvanın yıldızı. Olic hamal, yetişir yetişemez her topa koşan, takımın ileri çıkabilmesini sağlayan forvet rolünü kabullenmiş çok da güzel performans gösteriyor.Corluke ve Pranjic tabiri caizse folloş ettiler almana kanatlarını. Ayağa pası çok iyi yaptılar Almanya'nın sürekli gelmesine hatta etkili pres yapmasına izin vermediler. Odonkor değişikliği saçma oldu, Schweinsteiger'i oyuna alırken Odonkor'u çıkarır mı acaba dedik, neyseki Löw o kadar gaddarca davranmadı maçı keybetse de. Kırmızı kart da çok ağırdı gördüğüm kadarıyla. Bu arada Lahm hep sağbek oynasın, çok güzel oluyor izlemesi. Low avusturya maçında artık kuranyiyi oynatır sanırsam ya da Gomez'i kesecek başka bir diziliş dener. Klose'de 40 yaşında gibi oynuyor gerçi.

Önceki gün maçları da bu posta kaldı. Yukarıdaki kare belki de şampiyonanaın en güzel fotoğrafı olacak. İlk yarı futbol falan değildi oynanan doğal olarak, ama Türkiye ısrarla yerden suya takılan paslar izletti. Hele Servet Volkan'a böyle bir geri pas verdi, insan hayrete düşüyor. Yapmur öyle devam etseydi 2. yarı maç tatil olurdu sanırım. Dünya kupası ya da Avrupa Şampiyonasında hava yüzünden tatil edilen maç var mı araştırmak lazım. Gerçi 2010'da bir kaç tanesi sıcaktan tatil edilir heralde. İsviçre golü yedikten sonra gereksiz bir şekilde açıldı, Magnin uçtu gitti, Tuncay sağ tarafta açık arazi buldu. Çarpıp giren gollere bir türlü normal golmüş muamelesi yapamıyorum. Arda maçın ilk 30 saniyesinde biri Zidane move, biri topuk pası olmak üzere 2 süper haraket yapmıştı. Değişik bir oyuncu, güçsüz gibi ,pozisyonuna göre yavaş ama oyuna bakarsan da değil gibi. Kendisini iyi tanıtıyor Avrupa'ya gider de 15 sene dönmeden bitirir futbolu umarım, uğraşmaz burda hırtosuya, tırtosuyla spor camiasının.
İmparator! bir kez daha sıçrayabildi.

Yıldız oyuncu böyle bir şey işte. bir numarasını göremedik maç boyu, tamamlanamayan driplingler, olmayan çalımlar ama 1 gol 1 asist buişbukadarus. Çekler 2-1, 3-1 farketmez gibi oynadılar sonları Sionko bom boş kpozisyonda üstüne vurdu Ricardo'nun ama farkedecek gibi görünüyor. Türkiye maçları berabere biterse uzamayacaktı onlar geçecekti turu.
Pepe'yi sevmiyorum, böyle Lucio gibi oynuyo savunmada heryerde falan ama daha da bir çirkef gibi, faulu gösterirken abartmalar, sızlanmalar. 3. golde de gerizekalı gibi yatıp zaman geçirecekti aklısıra da, Deco hemen kullandı asistin pasını verdi akıllıca, pepe de bir şerefsiz gibi kalkıp gol kutlaması için depar attı. Ayrıca bu Portekiz nasıl bir ülke sokaklardan kaliteli sağbekten geçilmiyor. Bosingwa, Ferreira, Miguel.


11 Haziran 2008 Çarşamba

Mesleğin Zorlukları


Daha önce Sharapova yukarıdaki karenin nesnesi olmuştu. Geçen hafta Roland Garros finalinden sonra ise Ana Ivanovic aşağıdaki karenin nesnesi oldu. Çalışan kadına işyerinde taciz kadar olmasa da bayan tenisi salt göz temaşası kimine göre.


İsviçre - Türkiye

1984'ten beri ilk maçı kaybedip gruptan çıkan takım sayısı sadece 7. 2000 Türkiye'si de bunların arasında. Bu turnuvada en az 8 maç oynanyan takımlar arasında Türkiye 1 galibiyet, 1 beraberlik 6 mağlubiyetle en başarısız takım. 6 mağlubiyetin 3'ü Portekiz'den gerçi. bu 8 maçta 3 atıp 11 yemiş Türkiye.


İsviçre bu turnuvada son 7 maçının 2'sinde berabere kalıp, 5'ini kaybederek en uzun galibiyet hasretine sahip takım. Gruptan çıkamazlarsa sadece Belçika'nın 2000'de gösterdiği ev sahibi olup üst tura çıkamama başarısını gösterecekler. Bu sene anlarında arkadaşları Avusturya'da olur büyük ihtimal bu kategoride.

Emre idmanda yine baldırını tutmuş anlaşılan. Turnuva onun için de kapanmış gibi daha önce Frei kapatmıştı.Emre yerine Hamit Altıntop, Frei yerine Hakan Yakın oynayacak gibi görünüyor.

Fatih Terim'in işi artık çok zor, dibe vurmaması çok zor bir düşüşte kariyeri. Diper vurup sıçrama yapacağını da zannetmiyorum.

2005'teki olaylar ben dahil birçok futbolseveri milli takım kavramından tamamen soğuttu. Desteklemez hale geldik. Futbol o kadar da kavga edilecek birşey değil ve olmamalı, bu akılda olduğu sürece sonucun hiç önemi yok.

Euro 2008 Day #4

Ruslar tribünlerde çok güzellerdi. Maçtan da oldukça umutlulardı aslında. Turvuvanın 7. maçında ilk kez 2 takım da gol atma başarısı gösterdi. Gerçi Rusya 86'da 3-1 yaptı ama olsun. Savunmaları en dağınık görünse de, hücuma biraz yavaş çıksalar da yine de etkili hücumlar yapabildiler. Sonuç bence yanıltmasın Rusya bence hala gruptan çıkabilecek kapasitede. Haydi hayırlısı. İspanya ayağa pas olayını üst düzeyde uyguladı. David Villa da karşı karşıya şov yaptı. Uzun zamandır hat-trick görmüyorduk, ne hat-trick'i düzgün gol görmüyorduk.

Gece maçı Romanya - Fransa havasında geçmiş. Öyle olacağı da belliydi. 2000'de Türkiye İsveç maçı turm-nuvanın en sıkıcı maçı seçilmişti zaten. Aşağıdaki fotoğrafa bakınca da hava tam pikeyi çekip akşam serinliğinde erkenden yatmalık.

İbrahimoviç şapkadan tavşan çıkarınca -bu da bir nevi hat trick- Yunanistan'ın cevap verecek kapasitesi olmadığı anlaşıldı.

Turnuvada ilk maçlar bitti, bir maç golsüz berabere, bir maç 4-1, diğerlerinde ilk golü atan yemeden kazandı. Bunlar ne anlatıyor aşağı yukarı belli. İhtiyatlı futbol zevkimize içine ediyor. ihtiyatlı futbolla 2004'ü kazana Yunanistan ise üstüne hiçbir şey katamamanın acısını çekti dün gece. Yunanistan İsveç maçı yorumcusu çok güzel özetledi. "Yunanistan'ın üstüne gelmesini beklediği İsveç Ben enayi miyim üstüne geleyim diyor" dedi.

Önümüzdeki maçlarda çatır çutur 3-2'ler görmeyi umuyoruz. Hollanda, İspanya gövde gösterisi yapanlar, Almanya iyi oynayan oldu ilk maçlar sonunda. Fransa yine gol atamadan dönerse şaşırmam, bari Gomis'i falan oynatsalar.

Celtics - Lakers #1

İlk maçta Pierce'ın tekerlekli sandalyeyle çıkıp 2 dakika sonra geri gelmesi bana fazla inandırıcı gelmedi. Bu hareket, en fazla Jordan'ın 1997'de 40 derece ateşle çıkıp 38 sayı attığı Utah finalinin 5. maçı ya da ayak bileği davul gibi şişken çıkıp oynaması gibi efsanelerin yandan yemişi gibi olabilir ileride. Neyse ilk maçı Celtics kazandı kilit faktör ribauntlardaki üstünlükleri gibiydi.


İkinci maçın tamamını izleyerek konuşuyorum, maçın o kadar kopmasında sanki hakemlerin düdüklerde Celtics'i kayırmasının payı vardı. Kendisine yapılan 2 bariz faulün verilmemesi sorun değildi ama Kobe oyuna küstü bir noktadan sonra. Buna rağmen 9 dakika kala 24 sayı geride olan takım, 40 saniye kala 2'ye düşürdü farkı. 3 çeyrekte 61 atmışlardı son çeyrekte 41 attılar ama yetmedi.

Burdaki kilit faktörde Pierce'ın sürekli sorumluluk alması ve özellikle Rondo'nun Powe'a hayatında yapmadığı kadar basket yapması için tanıdığı fırsatlardı. Lakers bu maçta ribauntlarda dengeyi sağlamıştı ama bu seferde Celtics'in kullandığı 38 faul atışına karşı sadece 10 faul attılar. Tabi kolay sayıya izin verilmeyen bu seviyede rakiplerinin faul çizgisinden bulduğu sayıdan 17 eksik atınca son atak yeterli olmadı.
3. maç dün gece oynandı ve Lakers evindeki play-off galibiyet serisini 9'a çıkardı. Kobe 36, Pierce 14'te 2'yle 6 sayı attı desek yeterli olur mu bilmiyorum. Lakers % 44, Cektics %34 ile şut kullandı ve Lakers Boston'dan 12 fazla kez çizgiye gitti. Ama belki de en kritiği Sasha Vujacici 10 şut kullanıp 20 sayı attı. Faulleri iyi sokamamalarına rağmen birşeylerin göstergesi mutlaka bu. Ev sahibi takım daha agresif oynuyor, daha çok düdük alıyor ya da ev sahibi olduğu için daha çok düdük alıyor.
Şimdi durum 2-1. Önümüzdeki 2 maç Los Angeles'ta. Lakers'ın 3-2'yle dönmesi lazım yoksa işi zor. Sanki Stern Celtics şampiyonluğu istiyor. Toprağını yediğimin memleketi insana komplo teorileri kurdurtuyor artık otomatikman. Doc Rivers Ulusoy'cuymuş, Phil Jackson "benim kimseye eyvallahım, yok işime bakarım" diyormuş.
Seri LA'ye dönünce tribünlerde şenlendi Hugh Heffner'in katkısı büyük bunda. Bu adam da bu yaşta hala akşam maç gece maç, helal olsun. Beckham da iyice havalara girmiş, sanki satranç maçı izliyor. İngilizler çok anlıyor olsaydı London Towers averaj takımı olmazdı, goçum.

10 Haziran 2008 Salı

Euro 2008 Day #3

C Grubu da açıldı.Hayırlı Olsun.

Eve gidip duş alıp, maç saati TV karşısına kuruldum. Fransa'nın kabız oynayacağını, Romanya'nın da aynı şekilde karşılık vereceğini tahmin ederek ama bilmeden izlemeye başladım. Maçın mı yoksa haftasonu yorgunluğunun mu payı büyük bilemem 20.dk'dan sonra iptal oldum. 21.45'te alarm kurmuş gibi uyandım. Bu Domenech insana bayağı yorum yaptırıyor kendimi tutamıyorum. Profesör diye dalga geçiyorlardı ama tipine bakınca böyle degustatörlük ya da ne bilim film eleştirmenliği daha uygun gibi meslek olarak. Maçı da Arsene Wenger yorumlamış Fransız televizyonuna. Kibar kibar giydirmişmdir acaba takıma, oynanan futbola.





Hollanda ortasahası Pirlo-Ambrosini-Gattuso üçlüsünü yendi diyebiliriz. İtalya ortasahası tutuculuktan dolayı yenileyemiyor kendisini. Maşallah John Carew fizikli, solak dmc Orlando Engelaar ve Nigel de Jong öyle gizli kahraman falan değil baya maçı alan faktördü. Kuyt, Sneijder de kanatlara yardımı mükemmel yapınca İtalya iyice kitlendi ve maç Hollanda şova dönüştü. Yukarıdaki ilk golün nizami olduğuna - ne kadar acımasız olsa da - karar verdik artık, atanın ise Van Nistelrooy olması ne kadar gerçekçi. Bir ortaya şuta ayak sokar 1-0 Hollanda öne geçer sonra İtalya çevirir falan demiştim.Dışarda yatan Panucci aktif olarak görülür ve gol nizami sayılır. Ertuğrul Dilek gibi konuştum tam. Hollanda çevirme fırsatı tanımadı hemen bir tokat daha attı İtalya'ya. 2. golde Hollanda fast break'ı trailor ile bitirdi. Bu kadar hızlı ve efekif paslaşılabilir.




Van Bronckhorst maçın yıldızı oldu, maçın adamı Sneijder seçildi, Van Nistelrooy yine 6 pas içi tek vuruç gol attı,Hollanda için işler yolunda gitti. İtalya'yı hücum oynayarak yendiler. Bakalım diğer maçlarda yapabilecekler mi bu numarayı? Yine de helal olsun hala başka takım aranıyor ama güzel futbolun rengi turuncu oluyor.



Romania 0 - 0 France


Holland 3 - 0 Italy (R.v. Nistelrooy 26, W. Sneijder 31,.v. Bronckhorst 79)

9 Haziran 2008 Pazartesi

Euro 2008 Day #2

Avusturya Hırvatistan maçı değişik oldu. Beklendiği gibi başladı. Avusturya herkesi şaşırttı, helel son yarım saat bariz baskı kurdu rakip üstüne. Hırvatistan golü bu kadar erken bulmasa bu kadar rölantide gider miydi maç? Güç gösterisinde bulunmak istemediler mi acaba? Hayalkırıklığı yaşadığım için böyle şeylere sığınıyorum heralde. Oyuna girip canlılık getiren oyunculardan biri 38'lik Vastic. Ivica Olic ve Darijo Srna maçın yıldızlarıydı bence ama maçın adamı Pletikosa seçilmiş! Olic nasıl istekli nasıl mücadeleci oynadı belli değil. Srna ise heryerdeydi.

Almanya Polonya maçı ise o ana kadarki en güzel maçtı ve oldukça duygusal geçti. Şimdi bu Low denen adam Schweinsteiger'i kesiyor Fritz'i oynatıyor ve bu adam çıkana kadar maçın yıldızıydı. Podolski'yi 3. Forver Sol açık karışımı bir görev veriyor. Etkili hoca kararı böyle oluyor heralde. Almanya yine en iyi oynayan takım görüntüsünde olacak gibi. İlk golün aynısını 10 dakika önce kaçırmıştı Gomez, Podolski affetmedi. 2. gol ise savunmanın riskinin Schweinsteiger yardımıyla güzel gole dönüşmesi. Ama maça damga vuran Podolski'nin sevinemesi idi. Takım arkadaşlarının bunu anlayışla karşılaması ve coşuma ulaşmamaları çok güzel bir görüntüydü.

Austria 0 - 1 Croatia ( Luka Modric 4 pen.)

Germany 2 - 0 Poland ( Podolski 20, 71)

Euro 2008 Day #1

İstanbul'dayken başladı turnuva, ilk 2 günün postu gecikti hafiften.
Açılış töreni kısa sürmüş, güzel olmuş bayıyor bir yerden sonra TV'den izleyenleri.

Açılış maçı ise yine uyuttu, yine uyuttu. İsviçre daha baskın gibiydi, ama Çekler İsviçre'yi de uyutarak yendiler. Zevksiz bir maçtı, Çekler eskisi gibi yaratıcı, yıpratıcı bir takım değil ama hala tam bir takımlar. 11 kişi bir makinenin kollarıymış gibi organize, nerde nasıl duracakları belli. Sverkos amaca ulaştıran golü attı. Maçın adamı Ujfalusi seçildi.

İkinci maç Türkiye'nin Avrupa Şampiyonasında -kapışabilsek- ezeli rakibimiz denebilecek Portekiz ile maçıydı. Türkiye yenilmekten sıkılmadı, adamlar yenmekten sıkıldı, .2007 Avrupa basketbol şampiyonasında ulan bu adamlar 40 gündür kampta ne çalışmışlar acaba, sanki bütün gün ense apmışlar gibi dediğimiz günleri hatırlattı. Zaten allaha emanet gelmişsin 60. dakikaya kadar rakibin stoperi bir verkaçla yarıyor savunmanı. En son lisede oynadığımız 5'e 5 maçlarda olurdu böyle gol, o da maçın sonlarında yorulduğumuz zamanlarda. Pepe forvetleri zorlanmadan kitledi Carvalho'yla beraber golü de atınca maçın adamı seçildi.

C. Ronaldo canını sıkmadan oynadı, senenin bütün yorgunluğundan çekinerek daha kritik maçlarda, zamanlarda sorumluluk ve sahne alacak gibi. Normalde aldığı top sayısının 3'te birini aldı bu maçta.

Türkiye Milli Futbol takımı daha çok sorunlarla boğuşacak gibi, sempatilerini de kaybediyorlar her geçen gün. Futbolu hala Hasan Şaş ve Hakan Sukur ile tanınan bir ülke olarak kalmanın sancıları. Oynadıkları futbola bakmak bile yeterli ama İsviçre'nin de yenilmiş olmasıyla Türkiye 0 puan'a doğru gider bana göre.

Switzerland 0 - 1 Czech Republic (Sverkos 71)

Portugal 2 - 0 Turkey (Pepe 61, Raul Meireles 90+3)