31 Ocak 2009 Cumartesi

Pazar günü saat kurmak

Evet nolur nolmaz saatlerimizi kuracaz yarın en geç 10'a. El yüz yıka, lens tak, ekmek falan al, TV önüne küçük bir kahvaltı sofrası derken işte saat 10.30. Federer-Nadal Avustralya açık finalinde ilk defa. Nadal-Verdasco yarı finalini izleyemedim iş vardı güç vardı. 5 saat 14 dakika. Neredeyse bizim mesaiye denk, arkadaş.

Nadal'dan başka herhangi biri olsa yorgunluktan dolayı dezavantajlı derim(Finalin de 5 sete gitmesi yüksek ihtimal) ama Nadal bu, diyemiyorum bir türlü. Federer-Nadal rivalry'e değinmiştik daha önce. Bu rekabet dünya üzerindeki en iyisi şu an bence. Bu aynı adamların biri Sovyet diğeri Amerikalı olması gerekiyordu ve soğuk savaş döneminde olmak gerekiyordu bunun daha ötesine geçebilmek için.



Sabah uyandım, Williams ilk sette 1-0 önde Safina karşısında. Neyse markete gidip geleyim dedim, 6-0 ilk set bitmiş, 2.de 4-1. 58 dakikada biten bir final. Psikoloji nasıl bir etken anlayamıyorum. Rakibinin gözlerinin içine bakamayan Safina orada belli etti mi acaba kaybettiğini? Konsantrasyon değil gerginlik, tedirginlik gibime geldi bana o soğuk duruş.

28 Ocak 2009 Çarşamba

Kenwyne Jones

Severim ben kendisini. Fuleli adımlar, güçlü fizik. Premier Lig santraforudur bana göre, Adebayor gibi. Gerçi sezonda 10-15 golü geçemez kariyeri boyunca bence ama hep faydalı olacaktır takımlarına.
Tottenham'ın atladığı adamlardan biriydi. 4,5 yıllık kontratı kaptı, golü de attı, keyifler yeriden tabi. İlk bakışta anlamadım fotoğrafı ama sonra hoşuma gitti. Üzerine boş boş konuşayım, öyle sade sade vermektense diye düşündüm. İyi bok yedim.

27 Ocak 2009 Salı

Fener'in Maçı Var

Adriana Lima ülkeye gelince hayatımfenerbahce'nin tepkisini merak ettim. Emrah Ener yazmış 4'lüğü 10 numara olmuş, günün anlam ve önemine yakışmış.

Dün akşam aradı
Var mısın yok musun dedi
Bana gönül koyma, Adriana Lima
Fener'in maçı var!
!!!!
Bu da Amigo Nurullah'dan orjinali
-----
kız arkadaşım aradı
gel buluşalım dedi
canım cicim aşkım bana gönül koyma
fenerin maçı var
-----
günlerden pazardı
patron iş çok dedi
hasiktir ordan lan ibne patron
fenerin maçı var
-----
bır gün haber geldi
dayım vefat etti
allah rahmet eylesin dayıcım
fenerin maçı var
-----
bir gün hastalandım
yorgan döşek yattım
arkadaşım geldi biletimi verdi
fenerin maçı var
-----
sana söz verelim
bu sene her maçta
elli bin lay lay olacak şükrü saraçoğlunda

26 Ocak 2009 Pazartesi

Noluyor Lan?

  • Belinde yapay penis takılı 88'lik Mehmet Dede,
  • Arkadaşını eve getirip içince uykusu gelip nedense çocukların odasına gidip yatan Engin ve arkadaş! Selahattin,
  • "Ya evi terk et ya intihar et, al bu da ip, ben banyoya giriyorum" diyen kadın ve 2 bira içtikten sonra çocukları pazara yollayıp karısını banyoda baltayla doğrayan kocası Ramazan.

Hiçbirinden haberim yoktu. Can Dündar "Anadolu'da seks patlaması" yazısında özetlemiş. Millet iyice kafayı yedi. İnatçı Dede, Fırsatçı Selahattin, kocasının intiharı için lojistik destek sağlamaktan kaçınmayan kadın. Hepsi keser, balta gibi aletlerle hayata veda etmişler.

Olayların haberleri de burada.
İlk olayın haberinden afallatan bir cümle:"Otopside vibratörün bulunması üzerine...". Ne demek bu diye afallarken haberin devamında afallatan tokat gibi cevap: Kader Emiroğlu'nun (Dedenin olaydan 28 gün önce evlendiği karısı) olayın şoku ile vibratörü Mehmet Emiroğlu’nun belinde takılı unuttuğu belirtildi.



2. Olay ayrıntısında anlaşılıyor ki bu aldatma olayının geçmişi de varmış.

3. olay faili Ramazan Ö:Eşim değişik değişik elbiseler giyip, sürekli banyo yapıp evden çıkıyordu... Kendimi asacağım inşaatı bile kendisi ile ayarladık...Kendimi asmamak için yalvardım.
Ramazan Ö'nün oğlunun(21) ifadesinden:Babamın içkisi, kumarı ve gece alemi vardı.
Katil'in ifadesinden: Ben de 2 bira içtim, gerisini hatırlamıyorum. Mutfaktan bıçak ve balta alıp banyodaki eşimi öldürmüşüm. Olayları hatırlamıyorum.”

Ülkeden ayrılma nedenleri serisine koyacaktım bu postu ama bunlar bireysel çılgınlıklar. Aslında tabiki ülkenin kafayı yemişliğini gösteriyor ama böyle olaylar her ülkede oluyordur.(Bok oluyordur. Nereye oluyordur?)

Allah herkese akıl fikir versin. Ne diyim? Nerden baksan trajik. Bu halkın, yabancıların papağan gibi tekrarladığı "Türkler çok misafirperver, çok sıcakkanlı"sından başka övünecek şeyi yok mu diye düşünürüm hep. Al sana sıcakkanlı, düşünmeden hareket eden, heyecanlı halk. Tepe tepe kullan. Al sana cinnetler, garip garip cinayetler.

25 Ocak 2009 Pazar

ArraPATO



Şimdi aşağıdaki posttaki Pato'lu sopalı pankart dikkatimi çekti. 2 post üstüste aynı fotoğrafı kullanmak pahasına dalıyorum mevzuya. Pato ne işareti yapıyor? Tövbe yarabbi..
Tamam benim içim fesattır ama anlamadım sonuçta sonra üşenmedim biraz araştırdım. Fesatlık bende değil Milan taraftarında sanırsam. Ne kadar doğru bilmem ama Arrapato'nun İngilizce karşılığı sexuallay stimulated, aroused demekmiş. Afedersiniz ama kaldırmak değil mi yani bu? Bir de dilbilimci çıkıp bu sözcük italyancaya Arap kelimesinden gelmiştir desin tam olsun. Nerden nereye?
Ben sıfır italyancamla bu kadar araştırabildim. Yanlış olabilir doğrusunu bilen varsa aydınlatırsa sevinirim. Hareketin çıkış noktası da aşağıdaki fotoğraf mı acaba?

Milyonlarca Euro'ya "Hayır" diyen Kaka



Kaka daha ilk yarıda Bologna'ya biri penaltıdan 2 tane çaktı. "Milyonlarca euro'ya Hayır diyen" Kaka diye anlattı spiker 2. golü sonrası. Milan izin verip Kaka gitmediyse gerçekten takdir edilecek bir davranış. Taraftarın tepkisi de 10 numara. Ama olay biraz abartılmıyor mu? Adam sanki asgari ücretle çalışıyor da Milan'da, durum böyleyken Milyonlarca Euro'ya hayır dedi. Kamil dikkat çekmişti(fotoğraf ondan zaten) de benim de kafam fena halde karışık.

Kayserispor 1 - 3 Gençlerbirliği


17 maçta sadece 7 gol yiyen Kayserispor'a deplasmanda 3 gol atıp 3 puanla dönmek büyük iş. Deplasman dediğimiz Adana bu arada. Gerçi Gençlerbirliği'ne her yer deplasman, senede 3-4 kez Ankara bile.

Yapılan 3-4 transferden ziyade bu takım düzelirse(sadece bu maçtan bahsetmiyorum 2. yarıda gösterecekleri total performans) Engin Baytar kadro dışı bırakıldı diye düzelir.(Atlamışım Eskişehirspor'a kiralık verilmiş kadro dışı bırakıldıktan sonra)

Azıcık yetenekli adamın göt kalkması problemi neden bu kadar sık görülüyor bu ülkede. Geçende blogların birinde görmüştüm Hiddink "yıldızlarla çalışmak kolay kendini yıldız zannedenlerle çalışmak zor" gibi birşey demiş. İşte öyle bir adam Engin Baytar.

Newcastle United'dan transfer genç James Troisi hattrick hero olmuş. 3. gol sevinci görmeye değer. 5 ocak'ın deplasman tribününe koşuyor futbolcular, toplamda kendileri kadar taraftarla beraber kutluyorlar golü. Fotoğrafta maçın sonundaki gerginlikten. Topuz Troisi'ye fena dalacak gibi oluyor 2 defa üstüste. Tam dalamıyor ama kontrolsüz hareketlerinin içinde yedirememezlik var gibi. Ayıp.

Avustralyalı yabancı ekolü bakalım işe yarayacak mı? Afrikalı ekolünü getiren kulüp sonuçta. Doğru düzgün kendisini gösteremese de yetenekli Nick Carle Ada'ya kapağı atmıştı bir şekilde. Jedinak'ı henüz izlemedim ama Troisi ve Djite yaşlarına göre iyiler bence ayrıca burada kariyer yapmayı düşünmedikleri kesin. Sıçrama tahtası Gençlerbirliğinden Real Madrid'e bile sıçrayan var kim bilir?