30 Temmuz 2009 Perşembe

Elano




Elano transferi eşeğin kulağına su kaçırmaktır arkadaş, daha neler. Orta sahası defansif olarak biraz daha sert bir takım yaratmak adına, Arda-Topal-Linderoth'lu orta üçlü kurulursa Elano-Baros-Keita'lı forvet hattı oluşturulursa dışarıda kalan adam kim oluyor? Galatasaray'a gelmiş belki de en kariyerli oyuncu, Avustralya futbol tarihinin en iyi oyuncusu Harry Kewell oluyor. Rotasyondu sakatlıktı, yorgunluktu mutlaka olacaktır ama durum bu.



Bu kadar sevilen bir yönetici olmadı heralde son yıllarda. A. Albayrak da böyleydi ama icraat yoktu. Bugün seçim olsa, Başkanlık seçimini taraftar yapsa %99 oy alır heralde. Ama Adnan Polat, Haldun'u serbest oynatıyor. Riijkaard da bıraksın 4-3-3'ü taktiği maktiği öndeki Linderoth'u kessin Kewell'i biryerlere sıkıştırsın herkeşi de serbest oynatsın.

Yarın imza töreninde Elano'ya mor formayı giydireceklerdir gibime geliyor. Alın size transfer diye. Camianın eski futbolcularının formayı yeni transfere verme olayı da başlatılmıştı, bu da uzun yıllar süren bir gelenek haline gelir umarım.

29 Temmuz 2009 Çarşamba

5-0





Sadece blog arşivinde bulunsun diye. Gerçekten de Bülent'in dediği gibi avantajlı bir skorla döndüler. Asker selamı falan bilmiyodur heralde elin Belçikalısı...

28 Temmuz 2009 Salı

O da Şehir Bu da





Millet nelerle uğraşıyor biz neyle? Millet rekabetin tozunu atmış bizimkinde hala dava yazıyor, idari mahkeme yazıyor.

Şöyle bitsin o zaman aynaya bakarak.

"Saçımı taradım, keşke yüzümü de tarayabilseydim." Charles Bukowski.
"Tipimi sikim" Umut Sarıkaya

Melekler Korusun'da Zaman Kayması



Melekler Korusun dizisini ara ara takip ediyorum. Hoş, takip etmesem nolacaktı, playstation oynayacaktım.

Önce şunu söyleyim senaryo 2-3 haftadır çok sinir bozucu olmaya başladı. Çok kötü, iğrenç demiyorum -aslında biraz(!) da kötü- bildiğin sinir bozucu, gerici bir akış var. Gerici derken de gerilim filmi tadında. Gerekli mi gereksiz mi? Gurbette okuyan kızlara ve annelerine ithaf ettiğin dizinin son 3 bölümü bekaretten, korunmasından kontrolünden geçilmiyor. İnsanın içine kurt düşürmeye mi çalışıyorsun senarist arkadaşım. Bir yandan da bu kadarını beklemeyeceğin bir anneden aşırı koruma motivasyonuyla kızını okuldan alma isteği. Kızlar böyle sorunlarla çok karşılaşıyordur, iyi mi etti ailelerin gözüne sokarak bakın bu kadar baskı yanlış anlamında.

Bence birincisi. Senarist sıkıntıya girdi, dram dram üstüne... Düzgün dram başım gözüm üstüme ama bir an bütün dizi jinekologda buluşacak sandım valla. Ayrıyeten bu kadar baskıya bu kadar mı itiraz bu kadar mı isyan? Sen öyle senaryo yazarsan ben de isyanı teşvik edenini yazarım bunun.

Neyse işte, dizi dün biraz zortladı gözümde. İtibar kaybetti. Bakış açısı değişiktir tabi senaristin ama matematiksel hatalar vardı malesef. B

Biz bile şurada çalışırken bir iş yapıyoruz. İş teslim edilmeden önce 40 ayrı göz kontrol eder. Hala da ufak tefek hatalar ollur eyvallah da, major bir hatayla çıkarsa iş elimizden o zaman sorun vardır.

Dün dizide şöyle oldu. Zaman çizelgesini tutturamadılar. Kaymalar yaşadılar olmadı. Öncelikle Esin'in annesi Esin'e abin 10 arabasına aldı bile biletlerimizi dedi. Özgür ile sevgilisi (ismini bilmiyom) kapanma saati 10 olan markette, aşağıda çalıştıklarını haber vermedikleri için unutuldular ve kapalı kaldılar. Ya da çocuk bilerek tezgah kurdu, ayarladı ortamı falan.
Esin evden çıkarken -saat en geç 9,30 olsun- Özgür'ü aradı ulaşamadı (markette uyuyolardı heralde orada bir 15 saniye kaçırdım içeri bira almaya gittiydim). Esin otobüse binmek üzereyken Özgürü aradığında(saat 10'da) Özgür ile çocuk çoktan sevişmiş, marketteki yatakta temiz 1-2 saattir uyuyor gibilerdi. Zaten Özgür uyanmadı da orası ayrı mevzu.

Ve bütün bunnar olurken o büyük kızla kapıcı J.R Kadıköy evlendirme dairesinde nikahlanıyorlardı. Saat nerden baksan 9 falan:) Olur mu öyle bilmem ama devlet dairesi diye düşündüm kafadan.

Dediğim gibi saate taktım da, bu dizinin içinde sanal reklamdan öte senaryo reklamı yapmıyorlar mı illet oluyorum. Bilmemne kart ile nakitmiş de ıvır zıvır...