8 Kasım 2008 Cumartesi

Arsenal 2 - 1 Manchester United













Futbol şöleni gibiydi. Arsenal savunmanın göbeğine 2 tane abi koymuş yine çoluk çocukla doldurmuştu kadroyu. Nasri 2 tane attı, bir de Vidic formasından çekerek indirdi onu ama hakem kör noktadaydı göremedi pozisyonu. Penaltı olsa heralde Nasri'ye attırırlardı.

Fabregas müthiş oynadı. Bu yaşta bu kadar tecrübeli olması gerçek bir lidere dönüştürdü onu. 21 yaşında ve Arsenal formasıyla 150 civarı maça çıkmış bir adamdan bahsediyoruz. Arsenal'in bayrak adamı olabilir, bunun için Londra'da kalması ve bunu istemesi yeterli.

Clichy süper oynadı ve Ronaldo'ya dar etti sahayı. Maçın genelinde ipler Arsenal'deydi ve bunu Adebayor ve Van Persie'siz onların yerine Bendtner ve Diaby ile yaptılar. Ama Arsenal'in her atağına karşılık veren bir Manu vardı. Ortasahalar çok hızlı geçildi, sırayla hücum yapıldı, basket maçı gibi.

Nasri'ye yeni Zidane falan deniyordu ama Arsenal'de bu rolünde ve bu performasnla devam ederse yeni Robert Pires olacak gibi. İlk golünde Gary Neville'a çarpan top ağlara gitti, ama böyle çarparak giren bir golün ismi kime yazılmalı, kim haketti diye sorsalar Nasri derdi heralde çoğu kişi. 2. gol ise gerçek bir Arsenal klasiği: 16 pastan sonra geliyor Nasri'nin golü.

Arsenal, son dakikalarda 2-0 girdi ama herkesin aklında 4-4'lük Tottenham maçı vardı ve bu sefer Manchester'in 18'lik Brezilyalı sağbeki sol voleyle uzak köşeye güzel bir gol attı ve artık 6 dakikalık uzatmayı Arsenal taraftarları yürekleri ağızlarında izleyeceklerdi. Manchester pozisyon bulamadı bu sürede ve Arsenal birkaç kontraatağı değerlendiremedi.

Arsenal Stoke, Hull ve Tottenham maçlarından kaybettiği puanları doğru maçı kazanarak telafi etti. Zirveye tutunmak lazım, bu haftalardan sonra 8-10 puanlık farkların kapanmasına izin vermez premier lig. Biri biraz tökezlese diğer devam eder, biri sarsılsa diğeri sarsılmaz. Önlerden yer kapmak gerek bu haftalarda yoksa aralar kapanmaz.





Robbie Williams ile Gary Barlow da tribünde beraberlerdi. Araları baya bozuk falan deniyordu Robbie 1995'te Take That'den ayrıldığından beri. Aman tesadüfen karşılaşmış olsunlar bir daha birleşmesinler. 2008 yılı kaldırmaz eski boy band'in tekrar biraraya gelmesini.

-Bütün Boy Band'ler yasaklansın kompil. Hatta Girl Band'ler bile.
-Ama öyle demeee, çok yakışıklı çocuklardı bunlar olsun, BSB olsun!!
-Sus la sus, bok gibi müzik yapıyorlar işte, bira uzat ordan.

Hiç yorum yok: