Ne kadar güzel bir stadyumsun sen.
1991'de Dünya Gençler Şampiyonası finalinde Carlos Queiros yönetimindeki
Jorge Costa, Rui Costa, Joao Pinto ve Figo'lu Portekiz,
Elber'li Roberto Carlos'lu Brezilya'yı penaltılarda yenip şampiyon olmuştu. O maç
Estadio de Luz'da tam 127000 kişi izlemiş, sonradan küçültmeye gitmişler, Uefa kriteri falan filan işte.
Perşembe TRT maçı veriyor. Bir de
Yalçın Çetin anlatsın maçı, oohh. Avrupa kupası maçları da milli maçlar gibi "
sadece şifreli kanal veremez" kuralıyla yayınlansa ya.
Galatasaray
19 Ekim'den
2 Kasım'a kadar
13 günde
5 maç oynadı. Kadro genel olarak aynıydı. İçerde kazandı dışarıda kazanamadı bu maçlarda. Böyle bir yorgunlukla çıkacak maça. Aslında bahane olmayacak bir durum ama, konu
defansta 6 kişi,
forvette 4 kişilik 2 ayrı takım gibi oynayan Galatasaray olunca durum vahim gibi görünüyor.
6 kişi sanki mahalle maçındaki yaşça ufaklar, diğer 4'ü bunlara "
siz defansta kalın biz gol atarız" demiş gibi oynuyor Galatasaray. Benfica deplasmanı zaten böyle bir oyun yapısını kaldırmaz da, fizik gücü düşmüş 4 forvet olunca "
ulan bakarsın maçın başında 2 tane sallarız sonra da çıkaramaz bunlar" gibi bir ihtimal de iyice azalıyor. Ama kadro o kadar
Ayrıca Galatasaray
6 Kasım'daki Benfica maçıyla beraber
3 Aralık'a kadarki
27 günde
8 maç yapacak. Bunlar arasında
Kadıköy, içerde
Kayseri(kupa), dışarda
Ankaraspor, içerde
Metalist, dışarıda
Hertha Berlin gibi zor maçlar var.
Kadro olarak Benfica ile Galatasaray bence birbirine benziyor isimlerin kariyerlerine bakınca en azından.
Aimar ile Lincoln,
Suazo ile Baros,
Reyes ile Kewell,(dünyanın en iyi 10 takımında oynarken mecburen alt seviyelere düşmek zorunda kalmış oyuncular, Reyes biraz da Baros, dışında hepsi 30 veya civarı ve belki 1 kez daha kontrat imzalayacaklar futbol hayatlarında)
Cardozo ile Arda (oyun stili bakımından).
Ama en çok benzerlik Hakan Sükür hala oynuyor olsa olurdu.
Hakan Şükür - Nuno Gomes
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder