23 Mayıs 2009 Cumartesi
yatırımyatırımyatırım
Benzer şeyi şu an %100 futbolda Aziz Yıldırım'ı izlerken yaşadım. Kelimenin anlamını yitirmesi gibi Aziz Yıldırım'ın suratı da anlamını yitirdi. Bu nasıl Aziz Yıldırım dedim son 1 saat falan. Onun konuştuğunu bildiğim halde kim lan bu adam dedim ara ara.
FB'li arkadaşlarımın özellikle taraftar gruplarıyla alakalı düşünce ve endişelerinde dolayı bir diktatör olarak gördüğüm Yıldırım'ı güç bağımlılığı yüzünden sevmiyordum. Kalkavan'ın başkanlık adaylığını değerlendirdiği bölümde taraftar gruplarına gereken özgürlüğü sağlamamasından, koltuk sevdası yüzünden sevmediğim adama ikna oldum. Powerful bir insan baya bildiğin. Karakteri ağır bastı.
Taraftar grupları konusunda "Ben kimseyi gidip karakoldan almam" dedi. Birileri biraz daha stada giremeyecek heralde. Aziz Yıldırım Rıdvan'ın kucağına bombayı da bıraktı "Baliç'i sen gönderdin" dedi.
22 Mayıs 2009 Cuma
Tugay
21 Mayıs 2009 Perşembe
Köpekler istedi diye atlar ölmez
20 Mayıs 2009 Çarşamba
Üffff
Tek Maça Deplase
2005'te iki tarafın taraftarları da İstanbul'u istila etmişti ne güzel. Özellikle İngilizler. Bu sefer o kadar olmayacak gibi. E sonuçta Kupa 2. Ama ingilizler ailecek deplasmana gitme işini en iyi yapanlar gibime geliyor. Man City olsaydı daha iyiydi demeye getiriyorum. Aman neyse biz de Lucarelli formasını giyip gidemedik zaten.
18 Mayıs 2009 Pazartesi
WBA 0 - 2 Liverpool
Nedense WBA'e saempatim var. Reklamsız forma mı, Kevin Phillips çıkardı onları geçen sene ondan mı bilmiyorum ama düşmelerini istemiyordum. Ama düştüler. Bu haftaki sonuçlarla WBA Liverpool'u yenseydi azımsanmayacak bir şansları olacaktı kümede kalmak için. Liverpool kazanmasa ne vardı sanki? Şampiyonluğu resmi olarak kaybetmiş Liverpool'a karşı maça da çok iyi başladılar, üstüste pozisyonlar buldular. Üstüne bir de yukarıdaki adam stoper Martis Gerrard'a asisti yapınca geri düştüler. İyi giden maçta rakibe topu kaptır, karşı karşıya bırak böyle utanırsın işte suratını kapatırsın. Saldırmaya maç boyu devam ettiler ama bir türlü içeri ittiremediler. Aslında bu maç sezonlarının özeti. Savunmada sürekli bariz hatalar yap, üstüne tonajla atak ya ama içeri bir türlü sokama o topu. Yine öyle oldu.
Karşıyaka-Kasımpaşa MEVZU
Saat 6'da evden çıkmamıza rağmen 8 bucuktaki maçın başındaki golü göremedik. Karşıyakalıların meşale şov da o ara sanırsam. Göremedik. Maç bir yerden sonra ızdıraba dönüştü. Hadi gidelim diye ikna ettiğim arkadaşlar bana söylenmeye başladı nerden çıkardın şimdi falan? Gece kaçta evde oluruz hesapları yağmaya başladım içimden.
Derken maç bitiminde olaylar çıktı. Bir Karşıyakalı elinde kırılmış koltukla maratonun uzak tarafından orta sahanın Paşa maraton tribünü önünde sevinen topluluğun üzerine koşarak geliyordu. Tribünde herkes gördü sahada kimse farketmedi adam elinde koltukla 50 metre koşup Paşa'lı futbolcunun kafasına vurmaya çalıştı. Benim gördüğüm tam denk getiremedi kafasına, sırtına geldi. O sırada sahada sevinen Paşa'lı kalabalık(50-100 kadar tafartar da vardı) Karşıyaka'lıyı hastanelik etti. 100 kişi bir adamı dövdü baya bildiğin.
Asıl Mevzu bundan sonra başladı. arkadaşlarının aşağı alındığını gören bence 500 civarı Karşıyaka'lı yine ellerinde kırık koltuklarla koşarak gerçek bir meydan savaşı görüntüsü verdiler. Paşa maratonun önüne gelerek koltuk yağmuruna başladılar. Saha içinde tribüne koltuk atıldığını ilk defa gördüm. Biz o sırada kafayı gözü kollamak için içeri doğru girdik çoğu Paşa'lı gibi. Karşıyaka'lılar öyle gazla geldiler ki tribünün önüne ben koltukta kalmaz bu iş, tribüne de çıkarlar diye tahmin etmiştim allahtan olmadı öyle birşey.
Karşıyaka'lılar aşırı tahrik unsurundan bahsediyor. Paşa'nın ilk golünde futbolcular gidip onların önünde hareket çekerek sevinmişler, Paşa'lı Özgür(Eski Karşıyaka'lı) maç boyu ve maçtan sonra sürekli küfür etmiş, Son düdükten sonra keleci topu KSK tribünlerine atıp hareket çekmiş...Uzar gider. Ama bence hepsinin üstüne demin bahsettiğim aşkın ızdırabı psikolojisi. Böyle yenilirsek olay çıkarmadan döndüler dedirtmem arkadaş dürtüsü.
Çok da tribüncü bir adam değilim ama Paşa'lıların ki gibi gol sevinci az vardır diyeyim. Gerçek anlamda çıldırma. Anlatmakla olmaz canlı yaşamak lazım görmek lazım tam bir kaos ortamı. Ama ne güzel bir beste var ne de topluca bağırabiliyorlar.
6'da evden çıktık maça geç girdik, maç uzadı, olay çıktı, kazanan taraf daha geç çıkar, büyük olay çıkınca çıkmamız iyice uzadı. Eve geldiğimizde saat 2'ydi. Bildiğin deplasman yani. O stadla alakalı her posta bu fotoğrafı koyacam, durduramıyorum kendimi. Durup duruken kafayı gözü yardırıyorduk neyse kazasız belasız atlattık. Cümle içinde kullanalım.
-Mezvu nedir Reis?
-Gidere göre çok geri vites yaptılar